27 Şubat 2012 Pazartesi

Yaratıcı Kalmanın 29 Yolu

Yaratıcılık denildiğinde aklınıza ne geliyor? Yeni fikir geliştirmek mi? Engin bir hayal gücü mü? İşleri başkalarının aklına gelmeyecek şekilde yapabilmek mi? Sanatçılara has birşey mi, yoksa değerli bir yenilik yaratabilme kabiliyeti mi? Her ne şekilde olursa olsun, yaratıcılık insanın sahip olabileceği değerli bir hediye olarak görünür bana her zaman. İnternette gezerken "Yaratıcı Kalmanın 29 Yolu" başlıklı yaratıcı bir videoya rastladım.

İyi seyirler smiley

Mixx Awards 2011'de Gecenin Yıldızı Bumads'ten!

22 Şubat Çarşamba akşamı Koç Müzesi’nde düzenlenen Mixx Awards 2011 ödülleri sahiplerini buldu. Gecenin lider sponsoru Bumads ise açıkladığı sürprizle geceye heyecan kattı.

Dijital dünyanın en iyilerinin belirlendiği gecede Bumads, “Bumads Yıldızı” seçilen bir katılımcıyı New York’a uçuracak!

Marka ve ajans dünyasına yön veren isimlerin bir araya geldiği Mixx Awards 2011’de 25 farklı kategoride ödül verildi. Aynı gecede Mixx Awards 2011 ödül töreni süresince katılımcılar, Bumads standlarında çekilen fotoğraflarını Twitter hesaplarından paylaştılar ve Bumads’in yıldızı olmak için yarıştılar. Twitter üzerinden gerçekleştirilen bu etkinlik reklam dünyasında heyecan yarattı.

Etkinlik sonunda katılımcılar arasından seçilen Yandex’ten Çağdaş Önen, 4 gün boyunca New York’ta gerçekleşecek “Blogworld Expo & Social Media Summit”i izleme fırsatı kazandı. Gecenin ikinci sürprizi ise “Bumads Yıldızları” etkinliğine katılan davetlilerin fotoğraflarının Bumads reklam platformu aracılığı ile yüzlerce blogdan da yayınlanacak olmasıydı.

Yaratıcı reklam ve kampanyaların en iyilerinin belirlendiği gecede ödül alan sektörün önde gelen ajansları ve reklamverenler Bumads standında göründü.

Sosyal medyada marka ve ajanslara rehberlik eden Bumads’in Mixx Awards ile başlayan sürprizleri reklam dünyasını şaşırtmaya devam edecek.














Bir bumads advertorial içeriğidir.

24 Şubat 2012 Cuma

İŞ ARAYIŞINI PROFESYONEL ATLET GİBİ YÜRÜTMENİN YEDİ YOLU

Takip ettiğim İK bloglarından biri olan Career Hub ’da Louise Garver tarafından yazılan bir yazı oldukça ilgimi çekti. Özetle aklımda kalanları sizinle paylaşmak istedim.

Yazıda iş arayışında olanların özellikle strateji ve düşünce yapıları bakımından profesyonel atletler gibi davranması gerektiği belirtiliyor, bunun yolları ise yedi başlık altında sıralanıyordu:
1.Hazırlanın: Bir atlet nasıl yarış öncesinde eğitim, beslenme vb. konuları içeren sıkı bir çalışma içine giriyorsa, sizin de hazırlıklarınız tam olsun. Özgeçmişiniz, Linkedin profiliniz, mülakata ilişkin hazırlıklarınız, kariyer hedefiniz netleşmiş olsun.
2. Motive olun: Siz de güçlüklerle başa çıkmada sporcuları örnek alabilirsiniz: Sizi motive edecek profosyonel sosyal ağınızı oluşturabilirsiniz, bu güvenilir bir dostu ya da bir kariyer koçunu içerebilir.
3. İç konuşmalarınızı kullanın:  Atletlerin başarmaları için takım üyeleri ve koçları tarafından desteklenirken, bir yandan da kendilerinin başaracaklarına inanmaları gerekir. Yeni ve doğru işinizi bulmanız için, olumsuz düşüncelerinizi enerji ve inanışınızı değiştirecek pozitif düşüncelere dönüştürmeniz gerekir.
 4. Gözünüzde canlandırın: Bitiş noktasına geldiğini hayal eden bir atlet gibi, siz de yeni iş teklifini kabul edişinizi gözünüzde canlandırabilirsiniz.
 5. Küçük başarıları kutlayın: Her atlet bir hedefi başarmanın pek çok aşaması oladuğu bilir. İş arayan biri de iş görüşmesine çağırılmak, ikinci görüşmeye çağırılmak gibi küçük adımları hedefe yaklaştıran adımlar olarak görebilir.
6. Kişisel almayın: Pek çok oyunda, spor karşılaşmasında kendileriyle ilgili olmayan şeylerin kişisel alınmasının etkisini görürüz. Yanlış anlaşılmaları azaltmak için sorular sorun ve hissettiklerinizin önemli olduğunun altını çizin.
7. Vazgeçmeyin: Kendinizi cesaretsiz hissettiğinizde amacınıza odaklanmaya çalışın, bu kariyer değişikliğiyle ilgili sizi motive eden şeyleri düşünün, moral verici bir içsel konuşma yapın, hedefinize ulaştığınızı canlandırın ve yolunuzun üzerindeki kazanımlarınızı kutlayın.
Yazının ana fikri bu değil belki ama bana sevdiğim bir sözü anımsattı:
“Happiness is a journey, not a destination.” (Mutluluk varılacak yer değil, yolculuğun kendisidir.)
Galiba bütün mesele motivasyonu kaybetmeden, iş arayış sürecinden de keyif alabilmekte.
Keyifli koşular :)


 

20 Şubat 2012 Pazartesi

Pazartesi Sendromu

Bu karikatürü ilk gördüğümde çok gülmüştüm, anımsadıkça hala gülümserim. Ben pazartesi sendromu dediğimiz şeyin daha çok bir adapte olma sorunu olduğunu düşünenlerdenim. Yarıyıl tatilinden sonra okula başlamakta zorlanan ilkokul öğrencilerine benziyoruz biraz. “Rahata çabuk alışılır” der annem, sabah geç kalkmaya bile hemen alışıyor bünyelerimiz. Ama tabii bir de yorgunluğu atmaya yetemeyebiliyor bu kısa tatil kimi zaman. İşkolikler içinse “hafta sonu sendromu” denilen bir kavram var artık. Bu kişiler hafta içi işlerine tutunurken, hafta sonu ne yapacaklarını bilemiyorlar.
 
 
Yani nerden baksak, alıp veremedikleri var insan oğlu ve kızlarının bu hafta içi ve hafta sonu günlerinden..
Sendromsuz günler dileğimle...smiley

15 Şubat 2012 Çarşamba

EĞİTİM DÜNYASINDA NELER OLUYOR?

Eğitim dünyası, temelde teknolojinin ve insanların bakış açılarının değişmesinden kaynaklanan pek çok gelişmeye ayak uydurmaya çalışıyor. Eğitim metodlarındaki çeşitlilik ise bu durumun en büyük kanıtı.

İşte güncel eğitim metodları:

Similasyonlar: Çalışanlara, bilgisayar ortamında oyunlar oynayarak karar verme sürecinde bir takım beceriler kazandırılımaktadır.

Örnek Olay Yöntemi: Sorunlar, katılımcılara “örnek olay” ya da “vaka” adı verilen bir metinle sunulmaktadır. Gerçek bir durum ya da sorun bütün ayrıntılarıyla incelenir ve katılanlar daha bilinçli düşünmeye, etkili karar vermeye ve çözümler bulmaya yöneltilir.

E-öğrenme: İnternet veya intranet teknolojileri kullanılarak, eğitmenin ve ögrencinin fiziksel olarak aynı ortamda bulunmadığı bir eğitim tekniğidir.

Eğitim Yönetim Sistemi (LMS): Eğitim içeriklerinin, ve kullanıcı bilgilerinin depolandığı ve yönetildiği bir e-Learning altyapı sistemidir.

Video ve Dizi ile Öğrenme: HD videolar çekilebiliyor ve bunlar kolaylıkla youtube gibi video paylaşım sitelerine yüklenebiliyor. Amatör de olsa birçok kişi öğretici videolar çekerek bilgilerini ve deneyimlerini etkin bir şekilde paylaşıyor.

Sosyal Öğrenme: “Başkalarıyla ve başkalarından öğrenmek” olarak tanımlanan bir informal eğitim yöntemi olan sosyal öğrenme Twitter,Facebook, Bloglar vb. sosyal medya mecralarının yardımıyla gittikçe gelişiyor.

Mobil Öğrenme: Öğrenmenin etkisini artırmak için grafik, yazı,animasyon,ses ve video gibi bileşenler kullanılıyor. Cep telefonları, ipad ve diğer tablet cihazlar, e-kitaplar mobil öğrenmeye katkıda bulunuyor.

Kişiyi Algılayan Ortam ve Cihazlar: Bulunduğunuz yere ve hatta telefonunuzun kamerasının baktığı yöne göre size bilgi sunulabiliyor.

Öğretici Oyunlar: Bilgiyi eğlenceli bir şekilde pekiştirebilmek için kullanılabilecek basit vaka simülasyonları/bulmaca tipi oyunlardan, kompleks ve kullanıcı kontrolünün olduğu sanal ortamlara kadar uzanır.

Karma Eğitim (Blended Learning): Bağlamı / ortamı çeşitlendirmek ya da kullanılan medyayı/araçları çeşitlendirmek şeklinde gerçekleştirilebilen karma eğitim, sınıf eğitimi ve E-Learning gibi uygulamaların beraber yürütülmesi olarak tanımlanıyor. Günümüzde eğitim metodları çok çeşitli olduğundan oluşturulabilecek karma eğitim kombinasyonları da çeşitlilik gösteriyor.

Gelecek günlerde bilginin hızı daha da artacak gibi görünüyor. Eğitim alanında çalışanlara ise bu gelişime ayak uydurmaya çalışmak kalıyor.

14 Şubat 2012 Salı

LOVEMARKS

Malum bugün 14 Şubat. Aşk her yerde olurda marka aşkı, aşk markası olmaz mı?

Lovemark terimi ilk kez Saatchi & Saatchi’nin CEO’su Kevin Roberts tarafından kullanılmış. Aşk markalarının 3 temel özelliği var:

Gizem (Mystery): Harika Öyküler, geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek, hayaller, efsaneler ve imgeler, ilham kaynağı.

Tutku/Duyusallık/Duyular (Sensuality): Sensuality hem tutku hem de duyusallık (5 duyu) kavramlarını barındırır.

İçtenlik/Samimiyet/Yakınlık (Intimacy): Bağlılık, Empati, Tutku.


Buna göre aşk markası yaratmaya niyetlenenlerin öncelikle duyguyu vermesi gerekiyor. Çünkü aslında insanlar kararlarının %80’ini duygularla alıyor. Buna paralel olarak da artık reklamlarda ürün ve hizmet hakkında bilgi vermenin yerini cazibe yaratmak alıyor.

http://www.lovemarks.com/ internet sitesinde aşk markaları sıralamalarını, marka yorumlarını ve çok daha fazlasını bulabilirsiniz.

Aşk dolu günler dilerim...






12 Şubat 2012 Pazar

İŞTE MÜLAKAT:Yurdum İnsanı İş Görüşmesinde; Mehmet Erkan, Oğuz Erdoğan

Bu kitapla ilgili en çok hoşuma giden şey bizi bize anlatması oldu. Tamamen Türkiye’de yaşanan ya da yaşanabilecek mülakat sahnelerine yer verilmiş. Konular, bazen “yok artık, bu kadarı da olmaz” diyeceğiniz, bazen kendi benzer anılarınızı hatırlayacağınız mülakat anılarıyla örneklendirilmiş.
İşte kitapta yer alan konular, benim küçük açılımlarımla:
“Hamili Kart Yakinimdir” Yakinler Öldü, Yaşasın Referanslılar! (Bir işe alım sürecine en fazla kaç kişi, ne kadar dahil olabilirsmiley)
Kolay Sorulara Zor Cevaplar (Bazen mülakat sorularının cevapları mülakatçının hayal bile edemediği ilginçlikte olabilir, hatta fıkraları andırabilir.)
Bir Aday-Bir Hayat (Bazı mülakatlar adayların hayatlarına ait acı yanları gözler önüne serer, duygulandırır, çoğundan da alınacak dersler vardır.)
Eyvah! Yöneticim Mülakat Yapıyor! (Kimi zaman birim yöneticisinin mülakatta ipleri eline alması işe alım sürecinin kaderini değiştirir.)
Çirkin Ördek Yavrusu (Oryantasyonsuzluk ya da oryantasyon programındaki aksaklıklar işe yeni başlayan çalışanların kendisini çirkin ördek yavrusu gibi hissetmesine neden olabilir.)
Mülakat Taktikleri (Mülakat performansı adayı vezir de eder, rezil de...)
Ayinesi Özgeçmiştir Kişinin (Siz siz olun özgeçmişinizde bunları yapmayın...)
Kitap genel olarak keyifli olunca açılımlarım da biraz esprili oldu. Okuyun derim, çıkarıcak dersleriniz ve alacağınız keyif garanti.
İyi okumalar...smiley

9 Şubat 2012 Perşembe

MediaCat Yılın Cingılını Seçiyor!

MediaCat 2011'in en iyi cingılı adayları şöyle sıralanmış:

21. Akbank Jazz Festivali
AKP (Aynı Bağın Gülüyüz)
Avea (Siz de bırakabilirsiniz)
Avivasa (Saç saç paraları paraları)
Bellona (Şevval Sam- Güzellik uykusu)
Biscolata Mood
Coca-Cola (Athena-Ben Böyleyim)
Dove (Nil Karaibrahimgil-Bırak sana Dove baksın)
FİAT (Punto Eva- Hayatın hızını yakala)
First Sensations (Atiye- Budur)
IKEA (Noel Baba'lı yeni yıl reklamı)
İstikbal (Aşkın Nur Yengi-Levent Yüksel)
Garanti Bankası (Garantı Dostları)
Konya Şeker
Morhipo (Hande Yener, Sinan Akçıl, Hande Ateizi, Deniz Berdan, Helin Avşar)
Pepsi (Hülya Avşar)
Pınar (Pınar Labne-Meşhur lezeti duymayan kalmadı)
Sütaş (Candan Erçetin - 35. Yıl Sütaşkı)
Şekerbank Emeklilik (Moğollar)
TIVIBU TTNET (Ceza)
Turkcell (Hayat Paylaşınca Güzel-Kubat/Zara)
Vodafone (FreeZone)
Yeni Rakı (Bi Büyük Şarkı)

Ankete Burdan oy verebilirsiniz:

Sizce yılın cingılı hangisi?

3 Şubat 2012 Cuma

Eğitim Şart Dedikleri Ve “Finarmoni”

Artık firmalar eğitim ve gelişim faaliyetlerine; şu veya bu şekilde daha fazla emek, zaman ve para harcıyorlar. Söz konusu eğitimler genellikle gözetimci rehberliğinde eğitim, coaching, monitör aracılığıyla eğitim, staj yolu ile eğitim, rotasyon yöntemi gibi işbaşı ya da anlatım yöntemi, grup tartışması, örnek olay yöntemi, rol oynama yöntemi, duyarlılık eğitimi, in-basket yöntemi gibi işdışı eğitim yöntemleri olarak sınıflandırılıyor.
İş arayışım nedeniyle son zamanlarda sıkça çeşitli firmaların web sitelerini incelemeye zaman ayırıyorum. Doğal olarak en fazla dikkatimi çeken de İnsan Kaynaklarına ilişkin kısım oluyor. Hızlı gelişen diğer sektörlerin yanı sıra bankacılık-finans sektöründe de Akademilerin kurulduğunu, teknolojik alt yapının eğitim geliştirme fonksiyonunun hizmetine sunulmaya başlandığını gözlemledim.

Finarmoni de bu anlamda ilgimi çekenlerden oldu. Portalın çalışanlarına e-öğrenme şansı sunmasının yanısıra makale, hızlı sunumlar, yetkinlik gelişimi rehberi gibi bölümlerinin kurum dışı kullanıcılara da açık olması özellikle hoşuma gitti. Umarım daha sık güncellenilerek daha fazla kişinin daha etkin olarak yararlanması sağlanır.

www.finarmoni.com.tr