10 Mart 2014 Pazartesi

Benim Güzel Açık Ofisim!

Çalan telefonlar, oradan oraya koşuşan insanlar, yüksek sesli telefon görüşmeleri, çalışan faks makinesinin sesi, evde sorunlar yaşayan çalışma arkadaşının başına doluşan kalabalık, yayılan söylentiler, havasız diye söylenerek açılan pencere, odanın diğer tarafından soğuk oldu diye bağıranlar. Bütün bunlar size tanıdık geliyorsa, muhtemelen bir açık ofis çalışanısınız:)

Ne gariptir ki, evlerimizde artık daha az kişi ile yaşarken ve birbirimize daha uzakken, iş yerlerimizde açık ofislere doğru bir gidişat söz konusu. Eskiden kalabalık aileler bir göz odada yaşarken, şimdi bebeklikten itibaren ayrı odalarımız, sınırlarımız var. Fiziksel olarak bir arada olduğumuzda da aslında yakınımızdakinden çok sosyal ağlardaki uluslararası “connection”larımızla birlikteyiz ya, o ayrı.

Peki açık ofisler neden bu kadar popüler oldu? Bir kere çoğu şirket için daha ekonomik. Ayrı ayrı odalar ayrı ayrı maliyetler demek. Hem alan kullanımı, hem de elektrik, ısınma gibi ortak giderler açısından açık ofis maliyet avantajı sağlıyor. Öte yandan işbirliğini kolaylaştırdığı, reklam ajansları, pazarlama ajansları gibi yaratıcılık gerektiren işlerde kolaylık sağladığı varsayılıyor. Bireyler birbiriyle iletişim kurmak için bir birimden diğerine gitmek zorunda bile değil çoğu kez. Bu sayede hem çalışanların birbirine, hem de yöneticilerin çalışanlarla daha kolay iletişim kurabildiği düşünülüyor.

Öte yandan, açık ofisin en büyük nimeti de külfeti de sağladığı “yoğun etkileşim alanı”. Açık ofislerde birinin sorunu herkesin sorunu olabiliyor, hatta birinin uykusu gelip esnese herkese yayılabiliyorJ Bu yüzden de bazen ortak paydada buluşmak zorlaşıyor. Başkalarının yaşamına ekstra özen göstermek ve empati kurmak gerekiyor. Özellikle gizliliğin önemli olduğu sektör ve mesleklerde kapalı ofisleri tercih etmek daha uygun olabiliyor.

Kuşkusuz içerisinde bulunan sektörün, yapılan işin, hatta çalışanların demografik ve kişisel özelliklerinin ideal çalışma ortamına etkisi var. Kimi çalışanlar yerinde duramaz, kapalı alana dayanamaz, yoğun iletişim ihtiyacı duyarken, kimileri de gürültüde konsantre olup verimli sonuçlar üretemiyor. Ne tarafından bakarsak bakalım, çalışma ortamımız verimliliğimizi, performansımızı, motivasyonumuzu etkileyen bir faktör olup çıkıyor.