13 Temmuz 2016 Çarşamba

Eyvah Çalışıyorum!

Aylardan Temmuz...Milyonlarca öğrenci mezun olmuş, tatilin tadını çıkarmakta. Ancak belki de bu büyük mutluluk ve rahatlama hissi, fırtınadan önceki sessizliktir. Belki de pek çok öğrenciyi mezuniyet sonrası telaş sarmıştır ya da sarmak üzeredir. Belki de Qualitas dersinde yayınlanan yazıma yer vermenin zamanı gelmiştir.

Yıldız Teknik Üniversitesi Kalite ve Verimlilik Kulübünün 6. sayısında profesyonel hayata geçişin zorluklarına yer verdiğim "Eyvah Çalışıyorum" isimli yazım yayınlandı. Yazıya geçmeden önce mezunu olduğum üniversitenin, zamanında etkinliklerine katıldığım bir kulübüne ait dergide paylaşımda bulunmanın beni fazlasıyla mutlu ettiğini belirtmeden geçemeyeceğim.

Lafı daha fazla uzatmadan, işte bahsettiğim yazım:

Yeni mezunların çok önemli bir sorunu var: İş bulmak. Ancak iş bulmakla her şey bitmiyor, hatta yeni başlıyor. Bu yüzden pek çok yeni mezun farkında olmasa da, ironik bir şekilde, hem iş bulamama hem de bulma korkusu yaşıyor. Sırf bu korku yüzünden yüksek lisansa başlayıp öğrenciliği uzatmaya çalışanlar, ilgilenmedikleri uğraşlarla zaman geçirenler bile var.

Aslında kişinin profesyonel hayata atılması ile alışkanlıklarının değişmesinin bir parça stres yaratması oldukça doğal. Sonuçta kişinin alışkın olduğu bir yaşam tarzı var ki, bu işe girmekle, sabah kalkma saatinden gün içinde yapılanlara kadar değişiyor. Farklı kültürlerden, farklı statüden, farklı iletişim tarzlarına sahip pek çok yeni insanla tanışılıyor. Öğrenilecek bir dolu şey oluyor, kaldı ki öğrenme stilleri de değişiyor. Örneğin o zamana kadar pek çok şeyi okuyarak öğrenmeye alışmış bir genç, bu sefer, deneyerek, kurarak, deneyimleyerek öğrenmek durumunda kalıyor. Kurum kültürüne uyum, toplumsal baskı, değişen roller, artan sorumluluklar ve kendi ayaklarının üzerinde durarak yeni bir benlik oluşturma çabası da cabası.

Peki profesyonelleşmenin getirdiği tüm bu zorlukları nasıl hafifletebiliriz? Öncelikle daha okul bitmeden, kısa süreli de olsa yapılacak işler, stajlar, gönüllü çalışmalar, proje faaliyetleri çalışma hayatına daha kolay uyum sağlamasına yaradığı gibi bakış açısını da genişletiyor. Bireyler belki çok farklı alanlarda çalışma fırsatı bulamayacakken, farklı alanlarda staj deneyimi yaşayarak ne istediğini daha iyi anlayabiliyor. Kendini tanıyıp ne istediğini bilen kişilerse hedeflerine daha kolay ulaşıyor. İş hayatına ve hedeflenen kariyere yönelik araştırmalar yapmak, çok okumak, hedeflenen işlerde çalışan başarılı kişilerin o noktaya nasıl ulaştıklarını incelemek, gerek bu kişilere, gerek kariyer danışmanlarına, eğitmenlere, o alandaki profesyonellere danışmak, sürekle öğrenip kendi yenilemek bu süreci kolaylaştırıyor. İş hayatına atılmadan önce yabancı dil, bilgisayar gibi teknik yetkinlikleri geliştirmeye çalışmak da kişiye avantaj sağlıyor. Çalışmaya başladıktan sonra da, abartılı ve gelişimi önleyecek düzeyde olmayan bir kendine güven geliştirmek gerçekten işe yarıyor.

Hobilere ve sevdiklerine zaman ayırmayı ihmal etmeden çalışmak, iş hayat dengesini sağlamak gerekiyor. İş hayatında karşılaşılan farklı insanlarla olumlu ilişkiler kurmak, pozitif yaklaşmak olumlu sonuçlar sağlıyor. Kişi sabırsızlık ya da maymun iştahlılık ile gerçekten daha uygun olacak işlere yönelmek arasındaki farkı anlayıp ideal işine doğru yol aldığında ise, geriye sadece “eyvah çalışıyorum” yerine “iyi ki çalışıyorum” demek kalıyor.