Seçme ve
yerleştirme diğer adıyla işe alım bir İnsan Kaynakları çalışanın en önemli
sorumluklarından biridir. Bunun da en önemli aşamalarından biri iş
görüşmesidir. İş görüşmesi uygun pozisyona uygun adayın yerleştirilmesi
açısından olduğu kadar firma imajı açısından da önemlidir.
İş görüşmelerinde
özellikle bölüm yöneticilerinin ısrarla belirli hataları yaptıklarını
gözlüyorum. Kuşkususuz bu hatalar farklı nedenlerden kaynaklanabiliyor; görüşmede
deneyimsiz olmak, eğitim eksikliği, bilinçsizlik, kişilik yapısı ya da kişinin
yetkinlikleri, dinleme engelleri vb. Nedeni ne olursa olsun, en çok
gözlemlediğim bölüm yöneticisi manzaralarını / değerlendirici türlerini J aşağıdaki gibi sınıflandırmam mümkün:
Adayı
bekletenler: Adayı
karşılamak, zamanında görüşmeye almak etkin bir mülakatın ve iletişimin ilk
adımıdır bence. Toplantınız/işiniz uzadıysa da en azından adaya bilgi
verilmesini sağlayın. Nasıl ki adaydan iş görüşmesine uygun giyinmesini,
gerekli nezaketi göstermesini bekliyorsanız, siz de giyim kuşamınıza, oturuş
kalkışınıza, adayı karşılayış tarzınıza dikkat edin. Adayları misafirimiz gibi
ağırlamayan değerlendiriciler baştan puan kaybeder, firmaya da itibar
kaybettirirler.
Yalnızca
teknik sorgulama yapanlar: Bu tür yönetici/değerlendiricilerin sıklıkça yaptıkları hata kişinin
bireysel yetkinliklerini gözardı ederek sadece teknik yönlerin üzerinde
durmalarıdır. Adeta önlerinde bir kontrol listesi vardır ve sırayla bilmesi
gereken programları, kullanacakları mesleki bilgiyi vs sorgularlar. Bunu
yaparken de adayın davranışsal yönlerini, kişilik özelliğini, ekiplerine ve
kuruma uyumunu irdelemeyi atlar, üstüne mesleki/teknik yönden güçlülerse iletişim/takım
çalışması vb konularda problem yaşatacak olsalar bile İnsan Kaynakları’na
ısrarla bu adayı olumlu değerlendirme baskısı yaparlarJ
Hamili kart
yakınımdır diyenler: Bu
tür yönetici/değerlendiriciler belki de özlerinde fazla iyi niyetli olup size
ve yakınlarına yardımcı olmaya çalışırlar. Ancak iş görüşmesinde sağlıklı bir
karar vermek için objektif olunması gerekir ve uygun olmayan bir adayı sadece
tanıdık yakını diye ön plana almak doğru bir yaklaşım olmayacaktır.
Fazla
samimiyet kuranlar: Adayla
sürekli ortak yön arar, okudukları okul, mezun olunan bölüm, doğdukları
memleket, hatta tuttukları takıma kadar iner, gereksiz muhabbetlere girerler.
Bu tür değerlendiricilerin bir özelliği de genellikle gereğinden fazla
konuşmalarıdır, sohbet ortamı yaratırken asıl aradıkları nitelikleri
kaçırırlar.
Dinlemekte
zorlananlar/Görüşmeyi çok uzatanlar: Çok klasik ama görüşme için ideal süre ortalama 45 dakikadır ve konuşan
büyük oranda değerlendirici değil, aday olmalıdır. Saatlerce görüşme yapanlar,
adayın sözünü kesenler, aynı soruyu farklı şekillerde soranlar, aday konuşurken
kafasında kendi sorusunu ya da yanıtını hazırlayanlar, adaydan fazla kendisi
konuşanlar; üzgünüm bu gruba giriyorsunuz. Etkin bir mülakat süreci için
dinlemeyi öğrenmeniz şart!
Stres mülakatı
yapmaya çalışanlar:
Stresi yönetebilmek günümüzde pek çok pozisyonun olmazsa olmaz
yetkinliklerinden biri haline geldi, farkındayım. Ama stres yönetimi
yetkinliğini ölçmek için aday üzerinde gereksiz baskı kurmak, çalıştığınız
kurumu ve çalışma şartlarını insan ötesi zorlukta göstermeye çalışmak yapıcı
değil yıkıcı bir etki yaratabilir. Stres mülakatı ciddi bir iştir, adayı strese
sokmak ise sürece hiçbir katkı sağlamaz.
Geribildirimde
bulunmayanlar:
Görüştünüz, bitti. İnsan Kaynaklarına hiçbir görüş bildirmezseniz, ne şimdiki
sürece ne de ileriki işe alımlara bir katkınız olmaz, karşılıklı boşa kürek
çeker gideriz ya da bazen hiçbiryere gidemeyiz.
İşe alım süreci
İnsan Kaynakları’nın öncülüğünde yürütülür ancak bölüm yöneticisinin katkısı ve
desteği çok değerlidir. İş görüşmesinin sıradan bir sohbet olmadığını, kurum
için öneminin ve asıl amacının ne olduğunu ve davranışların insana saygı
temelinde şekillenmesi gerektiğini unutmamak gerekir. Bunlar tamam oldu mu
gelsin etkin aday yönetimiJ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder