20 Mayıs 2018 Pazar

Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı'ndan Ne Öğrendim?

Yıllardır uluslararası çok satan kişisel gelişim/ liderlik kitaplarının ilk sıralarında yer alan Stephen Covey'in "Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı" kitabını okuyup da blogumda yer vermemek olmazdı.

Kuşkusuz, bir kez bu kitabı okuyup etkili insan olmanın tüm sırlarına sahip olmak ya da tüm içeriğine burada yer vermek mümkün değil. Ancak ben kendime bu kitaptan ne çıkardım, aklımda ne kaldı, özetle Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı' ndan ne öğrendim diye düşündüm ve işte bunlar döküldü kalemimden...

  • Kişisel gelişim alanında pek çok popüler yayın kişilik etiğinin üzerinde durur. Buna göre başarı daha çok, kişiliğin, toplumsal imajın, tutum ve davranışların, insanlar arası etkileşim süreçlerini kolaylaştıran beceri ve tekniklerin yarattığı bir şeydir. 
  • Covey ise "Karakter Etiği"nin etkisini savunur. Başarının temeli dürüstlük, alçakgönüllülük, sadakat, ölçülülük, cesaret, adalet, sabır, çalışkanlık, erdem, iyilik gibi altın kurallarda saklıdır.
  • Alışkanlık, bilgi, beceri ve arzunun kesişimidir. İlk üç alışkanlık özel zaferler, sonraki üç alışkanlık genel zaferler, son alışkanlık ise yenilenme alışkanlığıdır.
  • Etkili olmak için üretmeye olduğunu kadar nasıl üreteceğinize de bakmanız gerekir.
  • "Proaktif" olmak demek içini boşattığımız şekilde, sadece önlem ya da inisiyatif almak demek değildir. Proaktif olmak, kendi sorumluluğumuzu üstlenmek, odağımızı etki alanımıza çevirmek, hatta etki alanını genişletmektir (birinci alışkanlık).
  • Sonunu düşünerek işe başlamak, varacağınız yeri iyice belirleyerek işe başlamak demektir. Bunun ilk adımı ise ilke merkezli olarak kişisel misyonunuz oluşturmak ve buna bağlı yaşamaktır. Yaşamımızın merkezinde ne varsa, güvenlik, rehberlik ve gücümüzün kaynağını o oluşturur (ikinci alışkanlık).
  • Önemli işlere öncelik vermek sanıldığı gibi zamanı değil, kendini yönetmektir. Yaşantınızda düzenli bir şekilde yaparsanız son derece olumlu bir fark yaratacağınız şey nedir? sorusunu sormakla başlar. (üçüncü alışkanlık).
  • Kazan kazan anlayışının temelinde, ortadaki şeyin herkese yetecek kadar bol olduğu, bir kişinin başarısının diğerlerinin başarısızlığı pahasına elde edilmediği, ya da onların başarısını dışlamadığı paradigması vardır (dördüncü alışkanlık).
  • Önce anlamaya sonra anlaşılmaya çalışmak empatik iletişimin anahtardır. Çünkü asıl soruna yönelmedikçe, dünyanın bütün iyi niyetleri bir araya gelse, beş para etmez (beşinci alışkanlık).
  • Sinerji yaratmak, daha iyi sonuçlar elde etmek amacıyla tüm takım üyelerinin katılımını sağlamayı içerir. Bunu yaparken de farklı görüşler karşısında savunmaya geçmek yerine bu yeni bakış açısını anlamaya çalışmak esastır (altıncı alışkanlık).
  • Yenilenmek için baltayı bilemeyi unutmamak gerekir. Bu doğamızın dört boyutunu; fiziksel, ruhsal, zihinsel,  sosyal-duygusal yenilemeyi içerir (yedinci alışkanlık).
Kitapta iki kez yer aldığı üzere;

"Araştırmaktan vazgeçmemeliyiz. Bütün araştırmalarımızın sonu ise, başladığımız yere varmak ve o yeri ilk kez tanımak olacaktır." 
T.S.Eliot

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder