Peki ya taksalardı?
Başarılarınız
gerçekten bir madalya, bir çift olumlu geri bildirim sözü ya da tam zamanında ve
size özel bir ödül ile karşılık bulsaydı, bu durum ruhsal durumunuzu, çalışma
performansınızı ve işe bağlılığınızı nasıl etkilerdi?
Oysa kültürümüzde “madalya
mı takacaklar” diye bir deyimimiz vardır ancak “recognition” kelimesini ancak “tanınma”
olarak çevirebiliriz, ki anlamını ne kadar karşılar, emin değilim. İş
yerlerimizde biri bir hata yaparsa, herkes duyar, ama bırakın küçük başarıları,
büyüklerini bile duyurmak pek âdetimiz değildir. Yöneticilere ise çoğu zaman
ödüllendirmek, takdir etmek zor ya da gereksiz gelir, kimi yöneticiler ise bunu
zaten yaptığını düşünürken, nasıl oluyorsa(!) çalışanları aynı fikirde
değildir.
Havuç İlkesi isimli kitapta, temelde dört tür takdir yönteminden bahsediliyor:
·
Gün gün takdir: Dostça sırta vurmalar, el yazısı notlar, ekip
yemekleri, herkesin önünde verilen ödül sertifikaları, teşekkür hediyeleri,
düzenli övgüler vb.
·
Mükemmel performans takdiri: Şirket değerlerini, hedeflerini destekleyen
önemli (satış hedeflerinin gerçekleşmesi, yenilikçi bir fikrin uygulamaya
konması vb.) başarıları ödüllendirmek
·
Kariyer takdiri: İşe giriş takdirinin yıl dönümlerinde
hazırlanan programlar
·
Kutlama olayları: Kilit bir projenin başarılı bir şekilde
tamamlanması, rekor sonuçlara ulaşılması, şirket yıl dönümleri ya da yeni bir
ürünün sürülmesi vb.
Kuşkusuz bütün bu
başarıları yakalamak, bunu yaparken hak geçirmemek, kişiye özel, yerinde,
dengeli, yaratıcı olmak kolay değil. İnsan kaynaklarına, yöneticileri
ödüllendirmede desteklemek konusunda büyük görev düşüyor.
İşte ilham verici
birkaç internet sitesi:
Umarım yakında işyerlerimizde,
yöneticilere çalışanlarını takdir etmede yardımcı olan, hiçbir kutlama
fırsatını kaçırmamızı sağlayan “takdir ve ödüllendirme uzmanlarımız” olur, ödüllendirme ve takdir hak ettiği yeri bulur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder